Hiç evinizde biri tarafından gözetlendiğinizi hissettiniz mi? Ya da metrobüste, metroda, otobüste size yakından temas etmeye çalışan biriyle karşılaştınız mı? Sizce biri karşı cinsin kıyafetlerini giyerek cinsel olarak uyarılabilir mi? Kelepçe, kırbaç, ayak fetişi ifadeleri sizde ilk ne çağrıştırıyor?
Tüm bunlar psikolojide parafili bozuklukları (cinsel sapkınlıklar) olarak sınıflanmaktadır. Fakat bu tarz bir olayın cinsel sapkınlık olabilmesi için bu eylemlerin yaşamınızı sürdürmenize (bkz. sevişirken boğularak ölen psikolog) ya da günlük hayatınızın aksamasına neden olması ve karşınızdaki kişinin rızası olmaması gerekiyor. Yani partnerinizle olan yatak fantezileriniz cinsel sapkınlık olarak değerlendirilmiyor, merak etmeyin (kelepçe kullanmaya devam). Cinsel sapkınlığı olan kişiler, cinsel fantezilerini en uçta yaşayarak günlük hayatlarında sıkıntı çekebilmektedirler. Çoğunlukla kendi fantezilerinin dışında normal bir cinsel birleşme onları uyarmayabiliyor.
Şu anda cinsel sapkınlık olarak kabul edilen 10 ayrı bozukluk vardır; gözetlemecilik, göstermecilik, sadizm, mazoşizm, transvestik fetişizm (karşıgiyim), fetişizm, pedofili, sürtünmecilik bozuklukları bunlardan bazılarıdır. Ayrıca tanımlanmış ve tanımlanmamış bin bir çeşit bozukluk daha bulunmaktadır.
Toplu taşımada size adım adım yaklaşan ve birden arkanızda beliren kişinin aslında sürtünmecilik bozukluğu olabilir. Eski Amerikan filmlerindeki uzun pardösülü bir adamın aniden düğmelerini açıp birine bedenini gösterme sahnesi belki de göstermecilik bozukluğuna verilebilecek en klasik örnektir. Tabii bu sahneler artık Amerikan filmlerinde değil, sosyal medyada, Chatroulette ya da Omegle gibi sitelerde karşımıza daha sık çıkıyor. Bu sitelere her gün girdiğimizden değil, bir arkadaşımızdan duyduk (!) Ya da karşı komşunuz sizi daha yakından görebilmek için bir maaşını yeni dürbününe yatırdıysa gözetlemecilik bozukluğu olabilir.
Toplumsal açıdan birçok sıkıntı yaratan bu durumlar, aslında birer bozukluktur. Kişiler norm dışı olarak nitelendirilen cinsel eylemlerde bulunmak için çok güçlü ve istemsiz arzu duyabilirler. Bazen kişi yaşadığı bu zorlayıcı fantezilerden rahatsızlık duyar ve tedavi süreci hızlanır. Fakat çoğu durumda kişiler cinsel eylemleri yüzünden tutuklanır ve tedavi adli süreçle beraber başlar. Zaten ulaşılan bilgilerin çoğu adli kayıtlardan elde edilmiştir. Cinsel sapkınlıkların verdikleri rahatsızlık toplum açısından büyük olabilir. Yine de bu bireylerin de sıkıntı çektiği unutulmamalıdır. Dışlamak bir çözüm değildir. Olabildiğince hızlı ve doğru bir tedavi programının uygulanması bu kişilerin topluma sağlıklı bir şekilde kazandırılması önemlidir.
Bozukluk olarak tanımlanan bazı cinsel eylemler hala tartışılır durumdadır. Sadizm ve mazoşizm bozukluklarına baktığımızda karşılıklı ilişkilerde rıza olduğu sürece herhangi bir sapkınlık durumu yaratmamaktadır. Hatta bazı ülkelerde bu iki farklı cinsel istek duyan kişilerin birbirini bulması için klüpler işlemektedir. Yani aslında tencere-kapak bir ilişki halini almaktadır. Yine aynı şekilde transvestik bozukluğu olan kişiler karşı cinsin kıyafetlerini giyerek uyarılmaktadırlar. Bu durum başka birinde rahatsızlık yaratacak bir şey değildir ve kişinin tamamen kendisiyle alakalıdır. Böyle değerlendirildiğinde cinsel sapkınlık olarak görülmesi kafamızda soru işaretleri oluşturmaktadır.
Son zamanlarda sıkça duyduğumuz pedofili ise hem mağdur olan çocuğun hayatını hem de olaya şahit olan, duyan herkesi derinden etkilemektedir. Bu süreçte her iki tarafın da iyi bir tedavi sürecine alınması gerekir. Aslında tüm bozuklukların ülkemizde ve dünyada görülme sıklığı çok yüksektir. Bu yüzden önemli olan ortaya çıkan bir olayda aşırı tepki vermek değil, sorunun kaynağına ulaşıp gelecekte olabilecek durumları en aza indirmek için önlem almaktır.
Cinsel sapkınlarla ilgili daha ayrıntılı bilgi alabileceğiniz yazı dizimizi bekleyin !
Kaynaklar
Kring, M, A., Johnson L.S., Davison, G., ve Neale, J. (2015). Dissosiyatif bozukluklar ve bedensel belirti bozuklukları. Anormal Psikolojisi (12. Baskı) içinde (224-249) (M. Şahin, Çev.). Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık.