Merhaba bay/bayan mantık. Şimdi seninle bir test yapacağız. (Testi çözdükten sonra okumaya devam ediniz)
Testte zorlandınız mı? Muhtemelen hızlı ve seri bir şekilde cevaplandırdınız. Şimdi verdiğiniz yanıtlar doğru mu onları kontrol edelim.
Kimi zaman verdiğimiz kararların üzerine günlerimizi haftalarımızı harcayabiliyoruz. Sonuca baktığımızda ise aslında hiç de mantıklı bir seçim yapmadığımızı görebiliyoruz. Peki onca uğraşa rağmen insanlar mantıksız seçimlere doğru ilerleyebilir mi? Yani eğer zeki biriysek bile bile mantıksız bir seçim yapabilir miyiz?
Asian Disease Problem
1)Ülkeniz 600 kişinin ölümüne neden olacak bir hastalıkla savasıyor. Saglık görevlileri tarafından hastalıkla savaşmaya yönelik 2 program var olduğu söyleniyor. Hangisini seçersiniz?
A programı: 200 kişi kesin olarak kurtarılacak.
B programı: 1/3 olasılıkla herkes kurtulacak (600 kişi), 2/3 olasılıkla kimse kurtulamayacak.
Burada A ve B programlarında matematiksel olarak aynı ihtimaller söz konusudur. Yapılan seçimin A ve B olmasında bir problem yoktur. Ama bu soruya katılımcıların %72’si A programını seçmiştir.
2)Ülkeniz 600 kişinin ölümüne neden olacak bir hastalıkla savaşıyor. Sağlık görevlileri tarafından hastalıkla savaşmaya yönelik 2 program var olduğu söyleniyor. Hangisini seçersiniz?
C programı: 400 kişi ölecek.
D programı: 1/3 ihtimalle kimse ölmeyecek, 2/3 ihtimalle herkes ölecek
Düşünüce A ve C programları (400 ölüm 200 hayatta kalan) ve B ve D programları (Eşit ihtimalle kurtulma veya ölüm durumu) bire bir aynı anlamı ifade etmektedi. İlk soruda “200 kişi kesin kurtarılacak” şıkkı çoğunlukla işaretlenirken, ikinci soruda bire bir aynı kesinliği olan “400 kişi ölecek “ şıkkı değil, ihtimal içeren D programı %78 ile çoğunlukta işaretlenmiştir. Yani aynı anlamlara gelen şıklar değil, sorunun soruluşuna (“Kurtarma” ve “Ölecek” ) göre farklı cevaplandırılıyor. Bunu psikoloji litaretürüne davranışsal ekonomi alanında yaptığı çalışmalarla Nobel alan Tversky & Kahneman (1981) ‘’çerçeveleme etkisi’’ olarak eklemiştir.
8.Türkiye’deki ölümleri düşündüğünüzde intihardan ölenler mi daha fazladır ? Yoksa cinayetten ölenler mi?
Türkiye’de cinayetten ölen kişi sayısı 1.542 iken intihardan ölen kişi sayısı 3.065’dır. Buna da büyük bir çoğunluk cinayet cevabını vermiştir. Yazılı ve görsel basında cinayet haberleri intihar haberlerine göre 20 kat daha fazla bize sunulmaktadır. Bu gibi yanılgılar belleğimizin kaydettiği şeyleri sonralık, canlılık, kişisel ilgi alanları, medyada fazla bulunması etkileri ile değerlendirmesinden kaynaklanmaktadır. Yani reklamların, siyasi propagandaların, haberlerde karşılaştığımız olayların kararlarımızı nasıl etkilediğini net bir şekilde açıklamaktadır.
4-Bir madeni parayı 6 kez havaya atıyoruz. Hangisi daha olası bir seçenek?
- TTTTTT
- TTYTYY
- İKİSİDE EŞİT
- BİLEMEYİZ
5-Burcu 31 yaşında, bekar, dışa dönük ve zeki biridir. Uzmanlık alanı felsefedir. Ögrenciyken ayrımcılık ve sosyal adaletsizlik konuları ile çok ilgilenmiş ve anti-nükleer gösterilere katılmıştır. Asağıda Burcu için verilen ifadeleri olasılık durumlarına göre sıralayınız. (1: olasılığı en yüksek 6:olasılığı en düşük)
- Burcu kadın seçmenler grubu üyesidir.
- Burcu sigorta satış temsilcisidir.
- Burcu banka veznedarıdır.
- Burcu bir kitapçıda çalışmakta ve yoga dersleri almaktadır.
- Burcu banka veznedarı ve aktif bir feministtir.
- Burcu, aktif bir feministtir.
Yazı-Tura probleminde üç farklı durumun da gerçekleşme olasılıkları aynıdır. Fakat insanlar seçimleri daha çok YTTYTY gibi karışık durumlardan yana olmuştur.İnsanlar günlük yaşantısında art arda ve sıralı olan olaylardan daha çok, belirli bir sırası ve düzeni olmayan olaylarla karşılaşır. Bu da seçim yaparken doğru muhakeme edememelerine neden olur.
Burcu probleminin de benzer bir açıklaması vardır. Sonuçlara bakıldığında insanlar %70 oranında Burcu’nun feminist olma durumunu ilk sıraya yerleştirmişler, banka veznedarı olma durumunu %10 oranında en son sıraya yerleştirmişlerdir. Seçim yapan kişilerin %40 ise hem banka veznedarı hem feminist olma durumunu ortalara yerleştirmişlerdir. Verilen hikaye doğrultusunda kişiler tarafından zihinlerinde bir “Burcu karakteri” oluşturulmuş ve bu karakterin özelliklerine göre sıralama yapılmıştır. Bu şuna benzer: ‘’Siyah giymeyi seven, uzun saçlı, sık sık kahve içen , gece geç yatan bir kişiyi düşünün. ‘’ böyle bir hikaye ile karşılaşan kişiler genelde bu kişinin rock/metal müzik sevdiği çıkarımını yapabilirler. Oysaki tarif edilen kişi aşağıdaki Kobra Murat tanımına da tamamıyla uymaktadır.
Yukarıdaki soru için daha ilginç bir bulgu daha elde edildmiştir. Seçim yapan kişiler olasılığı tamamen göz ardı ederek Burcu’nun feminist ve banka veznedarı olma durumunu sadece banka veznedarı olma durumuna göre daha olası bulmuşlardır. Aşağıdaki şemada görüleceği gibi feminist banka veznedarı olma durumu daha az karşılaşılan bir şeydir. Fakat hikayeyi okuyan kişiler zihinlerinde oluşan “Burcu karakteri” mantıklı muhakamenin önüne geçmiştir. Ne demek istediğimizi aşağıdaki şemadan daha net anlayabilirsiniz. Buna psikoloji literatüründe “Temsil edilebilirlik” kestirme yolu denir. (Tversky & Kahneman; 1974)
Allais Paradoksu
6-Size 2 teklifimiz var. Hangisini seçersiniz?
A:Kesin 500.000 TL kazanacaksınız.
B:%10 şansla 2.500.000 TL kazanacaksınız, %89 şansla 500.000 TL kazanacaksınız ya da %1 şansla hiçbir şey kazanamayacaksınız.
7-Yepyeni bir teklifimiz daha var. Hangisini seçersiniz?
C:%11 şansla 500.000TL kazanacaksınız, %89 şansla hiçbir şey kazanamayacaksınız.
D:%10 şansla 2.500.000 TL kazanacaksınız, %90 şansla hiçbir şey kazanamayacaksınız.
Çoğu katılımcı gibiysen 6. Soruda A bahsini, 7. Soruda ise bahis 4’ü tercih etmişsindir. Nobel ödüllü Allais tarafından tanımlanan bu problemde matematiksel olarak A bahsinin bize olası getirisi (500.000 x1) 500.000 TL iken B bahisinde olası getiri [(0,10 x 2,500,000) +(0,89 x 500.000)] 695.000 TL’dir. Olası geliri fazla olan seçeneği seçmemek saçma gibi görünüyor olabilir ama insanlar kesin kazancın söz konusu olduğu durumlarda olasılığı göz önünde bulunduramaz. Bu noktada insan duyguları devreye girer. Oradaki kesin kazancı gördükten sonra %1’lik bir ihtimal dahi olsa birşey kazanamanın yaratacağı pişmanlık onları kesin kazanca yönlendirir. Kesin bir kazancın söz konusu olmadığı 7. Soruda ise para miktarı arasındaki büyük fark kazanma olasılıklarındaki farka baskın gelir.
9)Wason Kart Seçme Görevi
Kural:”Eğer kartın bir yüzünde sesli harf varsa, diğer yüzünde bir çift sayı vardır.” Yukarıdaki kartlardan en az sayıda kartı çevirerek kuralın doğruluğunu nasıl kanıtlarsınız? Bunun için hangi kartları çevirmeniz gerekir? (Birden çok işaretleyebilirsiniz.)
Doğru cevap E ve 7. Katılımcılar buna %46 oranında E ve 4 cevabını vermişlerdir. E kartını çevirerek arkasındaki sayının sesli olma durumunu kontrol etmek mantıklıdır. Fakat 4’ü çevirmek bize birşey kanıtlamaz. Çünkü kural bize “Bir çift sayının arkasında sesli harf vardır” demiyor. Bu yüzden bu kartı seçmek tamamiyle anlamsızldır. Oysaki 7 kartının arkasında sesli harf çıkarsa kural yanlışlanmış olacaktır. Eğer siz de E ve 4 cevabını verdiyseniz üzülmeyin %4’lük bir kesim buna doğru cavap vermiştir. Hatta bulunabilirlik etkisine göre bizim soruda sesli harf ve çift sayı kavramlarını kullanmamız sizin dikkatinizi o yöne çekmemize neden olmuş böylelikle cevaplarınızın E ve 4 olmasını sağlamış bile olabilir.
Bu soyut problemi çözerken ve açıklarken zorlanmış olabilirsiniz. İnsan doğası gereği sosyal ilişkiler içeren problemlerle karşılaştığında soyut problemlere göre daha kolay akıl yürütmektedir. Belki bu problem sizin için daha çözülesi bir şeydir 🙂
“Birisi bira içiyorsa 19 yaşından büyük olmalı’’ kuralını uygulayan bir polis olduğunuzu varsayın. Kurala uyulup uyulmadığını görmek için verilen 4 karttan en az hangilerini çevirerek bu kuralın doğru olup olmadığına karar verirsiniz?
“Homo sapiens artık akıllı ve mantıklı karar veren homo economicusa dönüşmüştür.” Gerçekten öyle mi? Sürekli duyduğumuz “Kararlarında biraz daha aklını kullan” “Duygularınla karar verme, yanlış yaparsın” “Ben seçimlerimde her zaman mantığımı kullanırım” söylemleri sizce de yukarıdaki açıklamalardan sonra düşünülesi gelmiyor mu? Yapılan seçimlerde duygu- mantık ayrımının keskin olmadığını, aynı zamanda farklı bilişsel süreçlerin “mantık”lı karar vermemize engel olduğunu görmek çok da zor değil. Karar verme süreçlerinin altında yatan sistemi bilen biri için bu kararlara müdahale etmek hiç de zor değil. O zaman kararlarımızda %100 özgür olmamız mümkün mü? Yoksa alışverişten, siyasi seçimlere ; hayat arkadaşı seçiminden küçük bir bahise kadar yaptığımız her seçimde birilerinin yönlendirmesi mi söz konusu?
Bu sizi yıkıma uğratmasın, beynimizin bu sistemi ile bugüne kadar olan evrimimiz bizi hayatta tutmuştur ve tutmaya devam etmektedir. Evrime güvenin, kalbinizi de dinlemeyi unutmayın 🙂 Tıklayın!
(Bu arada yukarıdaki sorunun cevabı Bira ve 16 yaş olacaktı)
Yazımız için yorumlarını aşağı bekliyoruz, ayrıca yazıyı beğendiysen sosyal medyada paylaşmayı da unutma 😉
Kaynaklar
Goldstein, B. E. (2013) Bilişsel Psikoloji , Kaknüs Yayıncılık
Smıth, E ve Kosslyn, S. (2014), Bilişsel Psikoloji, Nobel Akademik Yayıncılık