Kara kediden kaçınmak, merdiven altından geçmemek, eşikte durmamak, kafaya kuş pislemesinin uğur getirmesi gibi bir çok yaygın batıl davranışı hepimiz biliriz. Tuttuğumuz takımın kazandığı bir maçta giydiğimiz bir montu her maçta giymek gibi, araba kazası geçirdiğin bir günde taktığın bir fuların uğursuzluk getireceğini düşünmek gibi kişisel batıl inançlara da benzer inançlarınız vardır.. Belki de çoğumuz bunlara inanıyor, inanmasak bile hakkında çok şey duyuyoruz. Burçlar, fallar, büyüler gibi insanlık tarihi kadar eski inançlara bir çok kişi safsata dese bile yine aynı kişilerin bunlara inanan bir tarafı da muhakkak var.
Ama sen büyük ihtimalle ne fala ne büyüye inanıyorsun. Geçenlerde baktırdığın falı saymazsak tabi. İnanalım ya da inanmayalım her iki durum içinde bu inanışlar nasıl oluşmuş sorusuna bir güvercinle cevap arayalım.
Batıl Güvercinler
ABD’li davranışçı psikolog Burrhus Frederic Skinner kurduğu bir deney düzeneğinde aç bırakılan bir güvercine 30 saniye aralıklarla düzenli olarak yem vermiştir. Fakat bir süre sonra Skinner güvercinin yem gelmeden hemen önce garip davranışlarda bulunduğunu gözlemlemiştir. Yem gelmeden önce tek ayağı üzerinde zıplaması, kendi etrafında dönmesi gibi manasız, bir güvercine yakışmayacak davranışlar sergilediğini görmüştür. “Rastgele ” yaptığı bir hareket sonucu gelen yem, güvercinin yemden hemen önce o yemle alakası olmayan hareketi sürekli tekrar etmesine ve “batıl davranış” denilen davranışı geliştirmesine neden olmuştur.
Tuttuğunuz takımın kazandığı maçta giydiğiniz montu takımınızın her maçında giymek istemenizi, “Ben bunu ne zaman giysem kazanıyoruz oğlum!”, “Montu giyseydim kaybetmeyecektik” şeklinde ki söylemleri Skinner’in bu deneyi net bir şekilde açıklanıyor. Kazandığınız maçın güvercine verilen yem , giydiğiniz montun güvercinin tek ayağı üzerinde sekmesi ve ikinizin de istenilen şey için yaptığınız saçma şeyler ise “Batıl davranış”tır. Aslında o güvercin kadar mantıksız hareketlerde bulunduğunuzu şimdi daha iyi anlamışsınızdır. Sınavlarda bir uğurlu bir kalemimizin olması, tavlada zar atmadan önce “Hadi kemik !” demek ve birçok inanış mantıksal olarak hiç bir olasılık barındırmamaktadır.
İnanmayın, düşünün! Aslında önünüzden kara kedi geçmesi demek, kedinin bir yere gidiyor olduğunun işaretidir.