Aylarca hazırlandığınız bir sınavdan çıktınız ve sınavınız iyi geçti, ardından arkadaşlarınızla buluştuğunuzda “İyi geçmiş herhalde gözlerinin içi gülüyor” tepkisini alıyorsunuz. Aşık olduğunuz kişiyle karşılaştığınızda da “gözlerinizin içi gülüyor”, yıllardır hayalini kurduğunuz arabanızı aldığınızda da “gözlerinizin içi gülüyor”. Peki gerçekten gözlerin gülmeyle bir alakası var mı ? Ya da şöyle mi sorsak; aşık olduğunuz kişiyi gördüğünüzdeki gözlerinizin gülmesi ile kaynananız birden kapıda belirip bir hafta sizde kalacağını söylediği zaman yüzünüzde oluşan gülümseme (gülümseyememe de olabilir) arasında nasıl bir fark vardır?
Gülmek, aslında düşündüğünüz kadar basit bir eylem olmayabilir. Bu yüzden birisi size gülümsediğinde içten ya da yapmacık olduğunu kolayca anlayabilirsiniz. Peki hiç düşünmeden anladığınız bu sahte gülümsemelerin, yalan aşkların gerçek olmadığını nasıl bu kadar kolay anlayabiliyoruz ?
19. yüzyılda Fransız fizyolog Duchenne’nin ardından psikolog Paul Ekman’ın yüz ifadeleri üzerine yıllarca yaptığı çalışmalar doğal ve sahte gülüşlerimiz arasındaki farkı ortaya koyuyor. Deyimde de vurgulandığı gibi gerçek gülüşte hem gözümüz etrafındaki kaslar (orbikularis okuli), hem de ağız çevremizdeki kaslar (zigomatik majör) kasılıyorken; sahte gülüşte sadece ağzımızın çevresindeki kaslar kasılıyor. Ekman bu doğal gülüşe “Duchenne Gülüşü” adı vermiştir. Ayrıca beyninde hareketlerden sorumlu olan motor korteksinde ya da duygularla ilişkisi olan limbik sisteminde hasar olan birtakım kişilerle yapılan çalışmalarda sahte gülüş ve doğal gülüşün farklı beyin yapıları tarafından kontrol edildiği görülmüştür.
Hangi beyin bölgesinin nasıl bir gülüş sergilediği nasıl anlaşılmış derseniz de, yapılan çalışmalarda yalancı gülmek ve içten gülmenin beynin farklı taraflarında kontrol edildiği bulunmuştur. Beynin sol yarımküresinde motor korteksi hasar gören hastaların içlerinden geldiği gibi güldüklerinde yüzlerinde asimetri görülmezken, gülmeleri istendiğinde sağ dudağın olması gereken yerde olmadığı dudakların asimetrik olduğu görülmüştür. Ayrıca anterior cigulate (limbik sistemin bir parçası) kısmında hasar olan hastaların gülmeye çalıştıklarında gülüşlerinde herhangi bir asimetri bulunmamış, fakat bu hastalar doğal güldüklerinde gülüşlerinde asimetri ortaya çıkmıştır.
Yani aşık olduğunuz adamı gördüğünüzde içinizden gelen o doğal gülüşünüz aynı zamanda duygularımızla da yakından alakalı olan limbik sistemimiz tarafından kontrol edilir. Fakat kaynananız birden kapıda belirip bir hafta sizde kalacağını söylediği zaman hareketlerden sorumlu olan motor korteksiniz olaya el atar ve sizi sahte de olsa gülümsetir. Günü kurtaran motor korteks !
Düşünün ! Hepimizin illaki çirkinlikten ölmediğimize şükrettiğimiz bir vesikalık fotoğrafımız vardır. Biz çirkinlikten ölmediysek de gülüşümüzün yapmacıklığını görenler gülmekten ölüyor genelde. Profil fotoğraflarında yaptığımız filtreleri saymazsak, gerçekten kahkaha atarken, içinizden geldiğince güldüğünüz fotoğrafların daha çok beğeni aldığını da deneyimlediğinizi tahmin ediyoruz. Bu yüzden de ‘’Haberim yokmuş gibi çek kanka’’ tabiri ortaya çıkmadı mı zaten ? Veyahut çayınızı kahvenizi yudumlarken arkadaşlarınızla içinizden geldiği gibi gülerken geçmişten çok da hoşlaşmadığınız bir arkadaşınıza o iğreti gülüşünüzle selam verdiğinizi hatırlarsınız. Emin olun, o arkadaş da kendisine zorla selam verdiğinizi kendi adından daha iyi biliyor. Çünkü gözleriniz söyledi.
Artık bir espri yaptığınızda karşınızdakinin göz etrafındaki kasları kasılıyorsa bilin ki gerçek gülüştür. Sadece ağız çevresindeki kas kasılıyorsa bilin ki o espri olmamıştır, sonraki sefer bir daha deneyin ! Ama yine de her şeye rağmen sanat güneşimiz Zeki Müren’in de dediği gibi gözleriniz gülsün gecelerimize sevgili okur !
Yani, bizce öyle demek istemiştir…