13 Nisan 2001’de akşam neler yapmıştın? Geçen sene tam bugün kiminleydin? Peki ya 2 hafta önce Salı günü olanları hatırlıyor musun? İmkansız gibi görünen bu deneyimi yaşayan insanlar olduğunu söylesem şaşırır mıydınız? Hipertimezi olarak bilinen üstün otobiyografik belleğe sahip kişilerin bilgisayar benzeri bir bellek deneyimini nasıl yaşadıklarına gelin beraber bakalım.
İlk Tanıştığımızda Üstümde Ne Vardı?
Hipertimezisi olanlar kendi geçmişlerine dair anıların çoğunu detaylı bir şekilde hatırlayabilirler. Vakitlerinin büyük bir çoğunluğunu ise geçmişlerini düşünmeye ayırırlar. Çoğu anıyı kendiliğinden, istemsiz bir şekilde hatırlarlar. Örneğin 23 Aralık 2009 tarihini gördüklerinde istemsiz bir şekilde o güne dair olan anılarını canlı bir şekilde görebilirler.
Sevgililileri zorlayan, ilk tanıştıkları ana dair sorulan sorular bu deneyimi yaşayanlar için adeta çocuk oyuncağı. Üstündeki kıyafetten , neler yediklerine, garsonla olan bir konuşmaya, neler hissettiklerine, hangi yolu kullandıklarına hepsini bilmemeleri mümkün değil.
“ Hipertimezi ‘nin bir kapatma düğmesi yok”
Bu deneyimi yaşayan, bilinen kişilerden biri Jill Price durum hakkında ” Geçmişe herhangi bir mesafeden bakamıyorum. Sanki anılarımı yeninden yaşamak gibi bir şey. Bu anılar bende anıyı yaşadığım zamanki duyguların ayınısını birebir yeniden yaşatıyor. Bu sanki sonsuz ,kaos dolu bir film gibi, çoğu zaman bu durum benim gücümü aşıyor ve herhangi bir yerde de bir kapatma düğmesi de yok.” demiştir.
Beyinlerinde 1 Terabayt Harici Disk Mi Var?
Hipertimezisi olan kişilerin beyinleri incelendiğinde temporal lob ve kaudat çekirdeklerinde bir büyüme olduğu bulunmuş. Temporal lob içinde yer alan hipokampus bildirimsel ( bilinçli) bellekle, kaudat çekirdek ise prosedual ( bisiklet binmek, klavyede yazı yazmak gibi otomatikleşmiş şüreçlerin hatırlanmasını içerir) bellek ile ilişkilendirilmiştir.
O Zaman Söylesinler Bakalım Pi Sayısının 7698. Basamağını
Bu kişilerin bellekleri gerçekten harikaysa Pi sayısının 5 basamaklı hanelerini ezberleyebilirler mi? Bu sorudan önce biraz uzun süreli belleğe bakalım. Uzun Süreli Bellek ikiye ayrılır ; semantik bellek ve epizodik bellek. Epizodik bellekle,geçirdiğimiz bayramda dedenle geçirdiğin bir anı hatırlarken; semantik bellekle, derste öğrendiğimiz bilgileri, bir pasta için kaç tane yumurta gerektiğini hatırlarız. Hipertimezisi olanlarla yapılan çalışmalarda semantik belleklerinin ortalama olduğu bulunmuş. Yani bu kişiler Pi sayısını ezberlemekte, bir ansiklopediyi ezberlemekte normal bir belleğe sahip olanlardan çok daha iyi değiller.
Bu Bir Avantaj Mı Dezavantaj Mı?
Yukarıda bahsettiğimiz ünlü vaka Jill Price’a bir takım testler uygulanmıştır. Otobiyografik bellekle ilgili 10 yaşından beri tuttuğu günlükten sorular sorulduğunda her detayı birebir hatırladığı görülmüştür. Fakat yürütücü işlevleri ölçen nöropsikolojik testlerden düşük puanlar almıştır. Yürütücü işlevlerde bir bozulma frontal lobta (muhakeme, karar verme, akıl yürütme, plan yapma gibi görevlerle ilişkilendirilmiş beyin alanı) bir soruna işaret edebilir. Bu alandaki bozukla otizm, şizofreni, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gibi birçok psikolojik problemle ilişkilendirilmiştir.
Herkes mükemmel bir hafızası (hipertimezi) olsun ister. Fakat bir an olsun durup düşünün geçmişe dair her şeyi hatırlamak ister miydiniz? Her sevinçli anı, her üzüntülü anı, her dramınızı, her mutluluğunuzu… Belki bu birçok avantaj sağlayacağı gibi birçok dezavantajı da beraberinde getirecektir. O yüzden unutmanın kıymetini bilmek gerek 🙂
Kaynaklar
http://www.spiegel.de/international/world/the-science-of-memory-an-infinite-loop-in-the-brain-a-591972.html
Zaman ve hatıralarımızın üstünün tozlanması aslında beynimizdeki otokorumacı sistemden kaynaklı. Düşününsenize babanızı kaybettiniz ve o anda ondan sonraki anlarda yaşadığınız acıları dünkü gibi yaşıyorsunuz. Düşünce ve anıların üstünden vakit geçmesi üzüntü veya neşe hissiyatını zamanda azaltan bir etmendir. Hafızamız yenilenmezse ana ve yeniliklere o kadar da açık bir yapımız olamazdı belki de. Seneler sonra çok sevidiğiniz babanızı hatırladığınızda küçük bir gülümseme mi istersiniz, yoksa kaybetmenin acısı ve ağırlığı ile gözyaşlarına boğulmayı mı?
Güzel bir konuya değinmişsiniz. Teşekkürler.
Emin olun herşeyi hatırlamak kadar berbat bi durum yoktur çocukken arkadaşının sana ettiği cümle.ilk okulda ettiğin kavga vs ben bir lanet olarak düşünüyorum beynimin içinde sanki susmayan bi ses var sürekli herşeyi hatırlatıp sana anlatıyor keşke bende diğer insanlar gibi unutsam her halti hatırlamasam
beyinde yaşadımığımız ve özellikle kaçınmak istediğimiz duygular bir düşman gibi o anı size yaşatmak için fırsat kollar,beyin yaşanan en ufak detayı herhangi bir mekanda kahve yudumlarken işittiğimiz yabancı bir müziği dahi kaydetmektedir.Önemli olan bu duygunun bir sonraki kademede kalbimizde ve psikolojimizde birikip yığın haline gelip kendimize ve beyin sağlımıza dolayısıyla psikolojimize yön verip vermediği ,bunları sıfırlamak mümkün olmasada gerekli psikolojik desteği almak ve derdinizi anlatacak Marko Paşa bulmak bence en iyi çözümdür.