En Korkulan Savaş: Ergen vs. Ebeveyn

Anne babalar için minik kızlarının, afacan oğullarının yetişkinliğe adım attıklarını ve artık büyüdüklerini kabul etmeleri zordur. Daha dün beşiğini salladıkları bebeğin sigara içtiğini ya da erkek arkadaşı olduğunu öğrenmek 3. Dünya Savaşı’nı hazırlayan sebepler arasında yer alabilir. Tabii ki ittifak devletlerinin hemen karşısında yer alan ergenler ise özerklikleri için ısrarcı davranırlar; çünkü onlara göre bağımsızlıkları en doğal hakları… Yine de bu senaryonun her evde gerçekleşmediğini baştan söylememiz gerekir. Katrina Kasırgası’na benzetilen ergenlik dönemi, gerçekten birçok açıdan yeni bir dönemi işaret etse de her zaman fırtınalı geçen yıllar olmak zorunda değildir. Bununla birlikte ergenlikte ergenlik öncesi çocukluk yıllarına göre ebeveyn ve ergen arasında daha fazla çatışma yaşanmaktadır. Evde yaşanan minik iç savaşların nedenlerini ve bu çatışmaları etkileyen etmenleri öğrenmek sağlıklı bir iletişim kurulmasının ilk adımı olacaktır.

ergen anne baba savaş çatışma kavga ebeveynBiz Farklı Dünyalara Aitiz

Anne babalar ve ergen arasında görüş farklılıkları olması, eşler arasında görüş farklılıkları olması kadar normaldir. Mesele bu farklılıkların var olduğunu kabul etmek ve yanlış anlaşılmaları en aza indirmektir. Yoksa turşuyu limon suyuyla mı yapmışsınız, sirkeyle mi yapmışsınız turşu için fark etmez. Anne babalar mensup oldukları kuşakları, yaşları, deneyimleri sayesinde daha temkinli, gerçekçi, bazen fazlasıyla şüpheli olabilirler. Onlara göre tehlike her yerden her zaman çıkabilir, çocuklarına güvenirler ama çevreye güvenmezler ama yine de güvenmedikleri bu çevreyi değiştirmek için bir çaba harcamazlar. Ergenlere ise tozpembe gözlüklerle ortalıkta dolaşırken genelde çevrelerindeki beklentiyi görmezden gelirler. Yeni atanan öğretmen idealizmiyle görüşlerini savunurken değişime daha heveslidirler ama mantık hataları yapabilirler ve “Atma Cafer !” dedirttirirler. Anne babalar ise birçok açıdan kendi gençlikleri ile çocuklarını karşılaştırma eğilimi gösterirler. Ergenlerimiz ise ailelerinin görmüş geçirmiş oldukları gerçeğini göz ardı ederek “Ben büyüdüm yea.” edasıyla ana babayı önemsemezler. Bu önemsenmeme karşısında eleştirilen ve reddedilen ebeveyn aynı çocukları gibi incinip öfkelenebilirler.

Neden Kavga Ettiğimizi Unuttum

Çatışmalar daha çok günlük ve sıradan olaylar yüzünden ortaya çıkarlar. Ergenler bağımsızlık isteklerine karşın sorumluluk alma konusunda pek de iyi değildir ve bu da ebeveyn eleştirilecek harika bir konu yaratır. Ergenlerin sosyal hayatı, kıyafetleri, arkadaş seçimleri ise yine göze batan konular arasındadır. Eğitim konusunda yaşadıkları endişe sebebiyle anne babalar çocuklarıyla tartışabilirler. Ergenin kardeşleri ya da dedesi ve ninesiyle olan ilişkisi bile bir kavga konusu olabilir. Tabii ki sigara, alkol, küfür, dini sorumluklar, cinselliği saymıyoruz bile. Abartılı düşünen ve hareket eden, kendini olduğundan büyük gören ergenler ailelerinin beklentilerini karşılamak için pek de istekli davranmayabilirler.

Kız ve erkek çocukları yaşanan çatışmanın yılları ve konuları açısından farklıdır. Ergenliğin ilk yıllarında kızlar akran daha çok, erkekler ise ergenliğin son yıllarında daha fazla ebeveynleriyle çatışırlar. Kızların kavga sebepleri genellikle arkadaş ilişkileri, yaşıtlarıyken; erkeklerin sebepleri ise sigara, küfürlü konuşma gibi davranış sorunlarıdır.

Ergenler genellikle babalarının daha otoriter olduklarını düşünürler ve anneleriyle daha fazla zaman geçirirler, bu yüzden anne-çocuk arasında daha fazla çatışma yaşanır. Çocuğunuzla yer yer kavga ediyor olmanız, çocuğunuzun sizi sevmediğini göstermez. Annelerin çocuklarını daha fazla etkiledikleri doğrudur; ergenlerin çoğu anneleriyle iyi anlaştıklarını ve yakın hissettiklerini söylerler.

ergen anne baba ebeveyn aile çatışma savaş kavga

Demokratik aile ortamları, otoriter ailelere nazaran daha az kavgaya sahne olmaktadır. Çatışmaları etkileyen yalnızca ailenin çocuğa ne kadar söz verdiği değildir; elbette ailenin ekonomik durumu ve ebeveynin çalışma stresi ergen-ebeveyn çatışmalarını etkiler. Çünkü daha düşük sosyoekonomik düzeydeki aileler çocuklarının okula devamı konusunda endişelenirken ve çatışmalar çocuğun itaat etmemesi, saygısızlık yapması yüzünden ortaya çıkabilir. Orta düzeydeki aileler ise çocuklarının ne kadar başarılı olduklarını kafaya takarlar ve çatışmalar çocuğun bağımsız olmak istemesi, söz sahibi olmasıyla ortaya çıkabilir.

Yukarıda sayamadığımız sürüsüne bereket faktörler, aile içi çatışmanın nedeni ya da konusu olabilir. Yaşanan çatışmaların ergenin kimlik ve ahlaki gelişimi, öfke kontrolünü ve anlaşma yapabilmeyi öğrenmesi, empati yapabilmesi açısından önemli olduğu unutulmamalıdır. Tamam evde tabaklar havada uçuşsun, kapıyı camı indirin demiyoruz ama ufak tefek çatışmaların sağlıklı gelişime işaret ettiğini ve olmaları gerektiğini söylüyoruz.

Paylaşın, herkes okusun:
Share

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir