Okumayı Unutan Adam | Aleksi Nedir?

Yazılı bir metne ilk baktığımızda üzerinde yer alan küçük şekillerin anlamsız olduğunu, ama okumaya başladığımızda bizi bambaşka diyarlara götürdüğünü düşünün. Okuma beyinde gerçekleşen en  ilginç işlevlerden bir tanesi belki de. Ama basit bir gazete haberini okurken beyninizde gerçekleşen binlerce aktiviteyi hiç gözünüzün önüne getirdiniz mi? O zaman belki değerini daha iyi anlayabiliriz.

Hayatınızı okuma-yazma ile kazanan biri olsanız ve bir gün bu yetinizi kaybetseniz nasıl hissedersiniz? “Kitaplar tek gerçek dostlarım” diyen biri bununla nasıl başa çıkabilir?

O zaman Howard Engel ile tanışmaya hazır mısınız? Howard kendini hayatı boyunca okumaya adamış, çocukluğundan itibaren zamanının büyük bir kısmını kitaplarla geçirmiş, Oliver Sacks’ın deyimiyle “bir yazı adamı” . Sıradan bir günde gazetesini okumaya başladığı sırada bir anormallik fark ediyor. Gazetede yazılanlar ona hiç de tanıdık gelmiyor. Sanki kore dilinde ya da kiril alfabesi ile yazılmış gibi ! Etrafındaki yazılar ona çok tanıdık şekillerden oluşuyor (Alfabedeki harflerin hepsini biliyor) ama hiç birini okuyamıyor.

İlginç olan diğer şey doktorlar Howard’ın yazma yeteneğinde hiçbir bozulma gözlemlemiyorlar. Hepimiz okuma ve yazmanın birbirine bağlantılı olduğunu düşünmez miyiz? Howard’ın yazması istendiğine gayet anlamlı bir şekilde ortaya bir metin çıkarabiliyor. Fakat kendi yazdığını okuması istenirse yazdıkları onlara anlamsız şekiller gibi görünüyor.

Yazılı bir metni okuma böyle bir sorun yaşama “Aleksi” olarak bilinmektedir.  Buna kelime körlüğü de diyebiliriz. Hatta konuşma ya da yazma kaybı olmayan Aleksi türü “Saf Aleksi” olarak bilinmektedir. Bir nörolog olan Dejeriné bu problem yaşayan Oscar C. adlı hastasının ölümünden sonra yaptığı otopsi ile, aleksi’ye beynin hangi bölgelerindeki hasarın neden olduğunu bulmayı amaçlamıştır.

Yapılan çalışmalarda Oscar C.’nin beyninin görsel alanında bir problem tespit ediliyor. Bu problem açıklamak için “Bağlantısızlık”  hipotezi kullanılıyor. Bu hipoteze göre beynin farklı bölgeleri arasındaki iletişimi sağlayan yapıların (beyaz madde ve korpus kollosum) bir felç ya da darbe sonrasında zedelendiği görülüyor. Öğrenme güçlüğü olarak bildiğimiz disleksi doğuştan gelirken aleksi hasara ya da bir felç durumuna bağlı olarak hayatımızın her döneminde oluşabiliyor.

Aynı bilgi beynin farklı bir bölgesinden iletildiğinde; Oscar C.’nin eline bir harf çiziyormuş gibi yapıldığında okuma gerçekleşiyor ! Howard girdiği rehabilitasyonda da bu farklı merkezleri kullanmakta kendini geliştiriyor. Bir harf gördüğünde onun üzerinden kalemle geçmeyi ya da aynısını avuç içine parmağıyla çizmeyi öğreniyor. Böylece yazılı metinleri farklı bir yoldan görsel harf merkezine getirerek okuyabiliyor. Howard’ın sesli kitap okumayı reddederek kendini geliştirme yolunu seçmesi gerçekten takdir edilebilecek bir durum. Okurken bilinçsizce ellerini hareket ettirip harfleri çizmeyle başladığı bu iyileşme süreci, okurken harflerin biçimlerini dişleri ya da ağzının tabanında izlemesiyle devam ediyor. Ve 3 ay kadar kısa bir sürede diliyle okur hale geliyor ! Howard’ın bu çabası kendi hikayesini de kaleme aldığı bir roman ve daha bir çok kitabın yayınlanmasını sağlıyor.

Howard ve Oscar C.’nin problemlerinden yola çıkarak görüyoruz ki aslında beynin bir çok bölgesi birbiri ile iletişim halinde. Ve bu iletişimde oluşan problemler dış dünyada zorluk yaşamamıza neden oluyor.

İletişimi koparmamak lazım 🙂

Daha fazlasını okumak için, Howard Engel’in kendi kitabına ya da hakkında yapılan videoya bir göz atabilirsiniz.

http://www.amazon.com/Man-Who-Forgot-How-Read/dp/031238209X

 

 

Kaynaklar

Okuyan Beyin

Sacks, O. (2013).Aklın Gözü (1.baskı). İstanbul: Yapı Kredi Yayınları

Paylaşın, herkes okusun:
Share

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir