Tıklım tıkış bir mekana girmiştiniz, oturacak bir tane bile masa yoktu. Fakat siz tam arkanızı dönüp gitmek üzereyken, arkadaşınız tam da cam kenarı bir masanın kalktığını fark etti ! Tek fark eden de yalnızca o değildi, kapıdan daha iki saniye önce giren çift de masanın boşaldığını görmüştü. Bir panter atikliğiyle masayı kapmak için harekete geçtikten sonra sizin de hatırlayıp herkese anlatacağınız bir hikayeniz oldu. Kayıp düşen arkadaşınızı hastaneye götürürken en doğru kararı verdiğinizi biliyordunuz, ona kalsa hiçbir şeyi yokmuş… Günlük hayatımızda algılama, hatırlama, karar verme ve harekete geçme gibi süreçleri genellikle bir çaba harcamadan gerçekleştiririz ve bunlar sinir sisteminde bulunan hücrelerin işidir, ama sahne arkası sandığınızdan daha kalabalık ve karışıktır. Kısaca Beyin 101 ‘e hoş geldiniz.
Sinir sistemimizin en önemli hücresi nöronlardır. Arkadaşınız masanın boş olduğu bilgisini gözlerinde bulunan duyusal nöronlar tarafından çevreden aldı ve motor nöronları sayesinde koşmaya başladı. Bir de internöronlar (ara nöronlar) var tabii, onlara ise küçük bilgi parçacıklarını işlemek düştü.
Merkezi sinir sisteminin bir parçası olan beyinde hala tam olarak kaç nöron olduğu bilinmese de 100 milyar nöron olduğu tahmin edilmektedir. Beyinde aynı zamanda nöronlar bilgi alışverişini gerçekleştirirken onları destekleyecek başka hücre tipleri de bulunmaktadır.
Neler Var Neler Yok
Nöronların nasıl kendi aralarında iletişim kurduğunu ve davranışlarımıza ön ayak olduğunu anlamak açısından nasıl bir yapısı olduğuna baktığımızda bazı açılardan vücut hücrelerimizle birtakım benzerlikleri olduğunu görüyoruz. Örneğin, her ikisinde de çekirdek, hücreyi dolduran sitoplazma sıvısı ve DNA’mız bulunur.
Yine de nöronların vücut
hücreleriyle pek alakasının olmadığını söyleyebiliriz. Soma denilen hücre gövdesinin yanında dendirit, akson ve terminal buton denilen yapılar bulunur, ki yapılar sinir hücreleri arasındaki haberleşmeyi sağlar. Nöronlar arasındaki bu iletişim hem elektriksel hem de kimyasaldır.Dendiritler, dallı budaklı yapılardır ve tıpkı bir ağaca benzerler. Aynı uzun ince bir tüp gibi daha uzun ve tek bir daldan oluşan aksonlar, dendiritlerden hem şekil hem de görev itibariyle farklıdır. Aksonlar miyelin denilen yağ ve proteinden oluşan bir kılıfla kaplıdır ve bilgi taşırlar. Miyelin sayesinde diğer aksonlardaki bilgiler birbirine karışmaz ve her akson kılıfı yalıtılmış olur, ayrıca bilgi çok daha hızlı iletilir. Aksonların ucundaki terminal buton denilen düğmeler ise bir başka hücre ile mesajı iletmek için bağlantı kurarlar. Bu aradaki haberleşmenin aktarıldığı yere sinaps denilir. Sinapsların karşı ucunda bulunan dendiritlerin görevi ise terminal butonlardan gönderilen mesajı almaktır. Sinaptik iletim genellikle tek yönlü olur: aksondan gelen terminal buton sayesinde diğer hücrenin zarına gider.
O Kargo Gemisi Bir Gün Gelecek
A ve B nöronu arasında iletişim olması için, ikisi arasında bir bağlantı olması gerekir. Bu iki nöronu birer şehir ve aralarındaki bağlantıyı posta teşkilatı olarak düşünebilirsiniz. Aksonu tren hattına benzetebiliriz. Terminal butonları ise tren hattının sonundaki istasyonlar olsun. Aksonlardan gelen bilgi terminal butonlara ulaştıktan sonra sinaptik boşluğa nörotransmitter denilen kimyasallar salınır. (Beynimizdeki çeşitli nörotransmitterler yazının sonunda infografik olarak verilmiştir) Nörotransmitterleri postaları taşıyan kargo gemisi ve sinapsları ise iki şehir arasındaki gemi olarak düşünebilirsiniz. Her bir nörotransmitterin gideceği belirli alanlar vardır ve sinaptik boşluğu geçtikten sonra dendiritlerdeki reseptörlere bağlanırlar. Taşıdıkları bilginin içeriğine göre artık B hücresinde de aksiyon potansiyeli denilen bilgi iletmek için gerçekleşen elektriksel süreç başlar ya da durdurulur. B nöronu, A nöronundan aksiyon potansiyelini başlatmaya yetecek kadar uyarım alır ve aksiyon potansiyeli başlarsa aksonun sonuna kadar iletim kaybolmadan devam eder. Yani ya hep ya hiç yasasına göre çalışan nöronları bir kez uyardınız mı, orada o iletim olacak demek. Tüm bu olaylar gerçekleştikten sonra geri alım süreciyle nörotransmitter kargo gemilerimiz terminal butonlarına geri dönerler.
Beyinde sinirsel iletim bu şekilde oluyor. Dünya beyin gününde beynin yapıtaşları nöronları, nöronlararası iletimi basit bir şekilde öğrenmek bu günü kutlamak adına yapılabilecek belki de en güzel şeylerden biridir. Dünya Beyin Günü’nüz kutlu olsun 🙂
Kaynaklar
Neil R. Carlson (Çev. ed.: Muzaffer Şahin) “Fizyolojik Psikoloji: Davranışın Nörolojik Temelleri” Nobel Yayınevi, 2011.