Türkiye bu sene kış saati uygulamasını kullanmadı, yaz saati uygulamasına devam etti. Bunun politik, ekonomik, siyasal sonuçlarından birçok yerde söz edildi. İnsanlar bunların yanı sıra yataktan kalmakta zorlandıklarından, işe gitmekte zorlandıklarından, uykulu ve sersem gibi güne başladıklarından şikayet ettiler. Karanlık bir havada uyanmakla, güneşli bir havada uyanmak arasında ne fark var? Bu fark içimizdeki bir saatle alakalı olabilir mi? Peki bu saatin depresyon bir ilişkisi olabileceği aklınıza geldi mi?
Beynimizdeki “Akrepler” ve “Yelkovanlar”
İnsan vücudunun da yaklaşık 24 saatlik sirkadyen ritim adı verilen bir döngüsü vardır. Bu döngüden suprakiyazmatik çekirdek (SKN) denilen bir beyin yapısı sorumludur. SKN uyku döngümüz, vücut ısısı, büyüme hormonları, stres hormonu olarak bildiğimiz kortizol hormonunun salınımı ile ilişkilidir. Neyin ne zaman salgılanacağını belirleyen bir saat gibi düşünebiliriz.
Bu saatin tik-takları bir takım proteinlerin aktifleşip, aktifleşmemesi ile alakalıdır. Gözden gelen ışık sinyalleri bu SKN dediğimiz yapıya direk olarak birtakım uyarılar gönderir. Böylece bu sistem gelen ışık miktarına göre aktif olur veya aktif olmaz. Yani gün ışıkları doğduğunda biyolojik saatimiz de bizi uyandıracak faaliyetlere başlar. Fakat gün ışığının olmadığı bir zamanda uyanırsak beyin hala uyandıracak faaliyetlere başlayacak sinyali alamadığı için uyanmakta zorlanırız. Aynı sistem gün ışığı gittikten sonra da birtakım faaliyetlere başlayarak bizi uykuya hazır hale getirir. SKN, vücudumuzun üçüncü gözü olarak bilinen pineal beze bazı sinyaller göndererek saat 21.00 – 22:00 dolaylarında “melatonin” adı verilen bir kimyasalın salımından sorumludur. Melatonin sadece karanlıkta salgılanan, uyku getirici, beden ısısını düşürücü bir etkisi olan bir kimyasaldır. Özellikle gece saat 23:00–05:00 sıralarında melatonin salgılanması zirve yapar ve kandaki konsantrasyonu 3-10 kat artar.
Depresyona 10 Kala
Kışın gün ışığının azalması daha fazla karanlığa maruz kalmayla beraber vücudun sirkadyen ritiminde ve melatonin miktarlarında bir dalgalanma olur. Bazı kişilerde genetik yatkınlığı olması nedeniyle depresyonun bir alt türü olan;
-Kış ve sonbahar aylarında başlayan ilkbaharda sonlanan,
-Karbonhidrat ağırlıklı beslenmeyi içeren iştah artışı ve kilo artışının eşlik ettiği,
-Aşırı uyku (hipersomni) halinin olduğu,
Mevsimsel Duygulanım Bozukluğu(MeDB), diğer adıyla “kış depresyonu” yaşayabilir. Bu kişilerin gündüz melatonin miktarlarında bir artış olur. Melatonin ise enerji toplamaya yönelik faaliyetleri başlatan bir kimyasal görevindedir. Böylece uyku halini, yemeyi tetikler böylece kış depresyonunun belirtilerini ortaya çıkarır. Yine Kanada, Norveç gibi yüksek enlemli ülkelerde yaşayan ve gün alçak enlemli ülkelere göre kışın ışığa daha az maruz kalan insanlarda MeDB daha fazla görülmüştür. Türkiye’de Aydın ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada kandaki melatonin seviyesinin düşüklüğü ile depresif belirtiler, intihar arasında bir bağlantı bulunmuştur.
Yani kısacası sirkadyen ritmin düzenlediği melatonin ile depresyon arasında bir bağlantı bulunmuştur. İşte bu bağlantıya dayanarak ışık terapisi (kronoterapi) denilen bir yöntemle MeDB tedavi edilebilir. Işık terapisinde sirkadyen ritimdeki bozulmanın hastaya yapay ışık verilerek düzeltilmesi esastır.
Öte taraftan depresyonla ilişkili bulunan bir beyin kimyasalı serotonin ise yine sirkadyen ritim ile ilişkili bulunmuştur. Hatırlayacağınız gibi sirkadyen ritimden sorumlu SKN dediğimiz bir beyin yapısı vardı.İşte tam bu yapıda yüksek miktarda serotonin salınımı bulunmaktadır. Ayrıca yine SKN ile bağlantılı olan raphe çekirdeğinde de aynı derecede yüksek miktarda serotonin vardır. Yine uyku yoksunluğu ile istek, motivasyonla alakalı dopamin arasında da bir ilişki bulunmuştur.
Apple Akıllı Saatten Sonra Biyolojik Saate de El Attı
Peki gün battıktan sonra yine de lamba, bilgisayar, telefon ışıklarına maruz kalmamız saatimizde bir bozulmaya yol açar mı? Ne yazık ki evet, içimizdeki saat ile teknolojik dünya bu noktada büyük bir sorun yaşamaktadır. Telefon,bilgisayar, televizyon ışıklarından vazgeçsek yine de lambanın aydınlatmasına ihtiyaç duyacağımız için bu iş ve dış savaşta biyolojik saatimiz kaybeden taraf olacaktır. Kaldı ki ne telefondan ne de bilgisayardan akşam saatlerinde vazgeçmek de söylemesi kadar kolay olmayacaktır. Özellikle yaygınlaşan akıllı telefon kullanımı, uyumadan önceki ana kadar bile bizi bırakmaması biyolojik ritimdeki bozulmayı tetiklemesi muhtemeldir. Gözümüzün yaklaşık 10 cm ötesinde ışık saçan bir şeyin en başta bahsettiğim şeylere yol açabileceğini az buçuk anlamışsınızdır. Ama özellikle mavi ve tonunu içeren renklerin ise SKN’yi uyaran gözdeki hücreleri daha çok uyardığı bulunmuştur. İşte bu noktada teknoloji yine devrededir, IOS Night Shift , Andoid ise Night Mode özelliği ile mavi tonlarını kısarak, uyumanıza yardımcı olacak (!) çözümler üretmiştir. Firmalar artık akıllı saatlerle hayatımızı kolaylaştıracak çözümlerin yanı sıra biyolojik saatlerimize de çözümler üretmekten geri kalmıyor.
Vücudumuz İsviçre saatlerine bile taş çıkaracak bir saate sahiptir. Duvarlarımızdaki saatlerle bu saati uyumlu hale getirmek ise bizim faydamıza olacaktır. Dakikleşen ve sistematikleşen bu dünyada belki de biraz içimize dönüp vücudumuzu dinlemek bizim için en doğru olandır, ne dersiniz?
Kaynaklar
Selvi Y., Beşiroğlu, L. ve Aydın, A. (2011). Kronobiyoloji ve Duygudurum Bozuklukları. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar. ( http://www.cappsy.org/archives/vol3/no3/cap_03_17.pdf )
Özçelik, F., Erdem, M., Bolu, A. ve Gülsün, M. (2013) Melatonin: Genel Özellikleri ve Psikiyatrik Bozukluklardaki Rolü. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar.
Germain, A. ve Kupfer, D. J. ( 2008). Circadian rhtym disturbances in depression (https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC2612129/)
Levitan, R.D. (2007). The chronobiology and neurobiology of winter seasonal affective disorder. Dialogues in Clinical Neuroscience.( https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3202491/)