“Olayı duyduğum an nerede, ne yaptığımı, bir film karesi gibi hatırlıyorum”
“Deprem başladığında, şu kitabın 20. Sayfasını okuyordum”
“ Sertap Erener’in Eurovision’da birinci olduğu gece eşimle birlikte yemek yiyordum.”
Bu ifadeler size de tanıdık geliyor mu? Önemli bir olay yaşandığı anda nerede olduğunuz, ne yaptığınız, nasıl hissettiğiniz, kimle olduğunuz hakkında sizin de fotoğraf karesi gibi duran anılarınız var mı? Büyük bir kitleyi ya da bizi etkileyen bir olay yaşandığı anda, ne yaptığınıza dair her şeyi tüm detaylarıyla hatırlıyor musunuz ? İlk çocuğunuzu kucağınıza aldığınızda, ailenizden birini kaybettiğinizde, büyük bir deprem esnasında, bir terör olayını duyduğunuzda bazı anılarınız çok net bir şekilde canlanıyor mu? O zaman sizleri Brown ve Kulik’in çalışmalarıyla baş başa bırakalım.
Brown ve Kullik Amerikan eski başkanı Kennedy suikastinin gerçekleştiği gün ile ilgili olarak şunları söylemiştir; “Bir an için bütün bir ulus ve belki de dünyanın büyük bir bölümü, topluca fotoğraflarının çekildiği bu anda, öylece donakaldı.” (akt. Goldstein, 2013) Hepimizin şu an gözünün önüne gelen birkaç anısı vardır. Ya da düşünün: Marmara depremi yaşandığında, askeri darbe sırasında, Kıbrıs harekatında ve tanık olduğumuz ya da sadece haberlerde gördüğümüz birçok olay gerçekleşirken nerede, kimle, ne yaptığımız konusunda çoğumuzun bir fikri vardır. Brown ve Kullik de insanın şok olmasına neden olan, çok yüksek derecede duygu yüklü olayları duyduğu/ yaşadığı anda çevresinde var olan koşulları içeren belleği anlatmak için flaş bellek terimini kullanmıştır. Yani flaş belleğimizde bu olaylarla ilgili anılar değil, onlar gerçekleşirken bizim çevremizde var olan koşullarla ilgili anılarımız yer almaktadır. Brown ve Kullik’e göre o esnada kaydettiğimiz anılar son derece canlı bir şekilde uzun süre saklanmaktadır. Yani bu anıları saklayan çok özel bir mekanizmaya sahibiz!
Yürütülen bir çok çalışma flaş bellekteki anıların gündelik anılara göre daha kolay hatırlandığını göstermektedir. Peki bunun nedeni tam olarak ne olabilir ?
Birincisi; flaş anılarda duygu düzeyi çok yüksektir. Duygu denince aklımıza ne gelmeli? Tabi ki Amigdala ! Yüksek düzeyde duygu içeren bu olayları duyma anımız amigdalayı tetiklemektedir. Bu da bizim o an kaydettiğimiz anıları sonrasında çok daha rahat bir şekilde hatırlamamıza neden olmaktadır. Oysa ki her gün yaşadığımız olaylar, amigdalada bu kadar yüksek uyarılmaya sebep olmaz. Bu nedenle daha silik olarak kalırlar.
İkincisi ise; bu olayların medyada çok fazla yer alması, gündelik hayatta konuşulması, yani tekrarlamadır. Yani yaşanan olayın tekrar tekrar gösterilmesi, bizim o an ne yaptığımız, nerede olduğumuzla ilgili anılarımıza odaklanmamıza neden olmaktadır. Bu nedenle anılarımızın kalıcılığı da artmaktadır.
Flaş bellek bizi yanıltabilir mi?
Fakat Neisser ve Harsh yaptıkları deneylerle bu anıların o kadar da doğru hatırlanamayabileceğini ortaya çıkarmıştır. İnsanların Challenger uzay mekiği patlamasını duydukları günle ilgili anılarını incelemişler ve onlara olayı duyduklarında ne yaptıklarını, nerede olduklarını sormuşlardır. Bu deneydeki katılımcılar aynı sorulara 2-3 yıl sonrasında tekrar maruz bırakılmıştır. Katılımcıların anlattıkları karşılaştırıldığında arada büyük farklar olduğu görülmüştür. İlk ölçüldüğünde olayı televizyondan duyduğunu söyleyen katılımcılar %21 iken, 3 yıl sonra bu oran %45’e çıkmıştır. Yani Neisser ve Harsh’a göre flaş bellekteki anılar, gündelik anılar gibi duyulanlardan ya da görülenlerden etkilenebilmektedir. 1989’da yaptıkları bir çalışmada ise olayı duyan ve olaydan birebir etkilenen kişilerin flaş anıları arasında fark bulmuşlardır. Onlara göre; olayı yaşayan kişilerin anıları daha canlıdır. Bu çalışmalardan sonra flaş anıların o kadar da özel olmadığı anlaşılmıştır.
Flaş olaylardan sorumlu olan belleğin mekanizması hala gizemini sürdürüyor. Gündelik olaylardan farklı bir kısmı olduğu kesin, fakat bu belleğe çok da güvenmemek gerektiğini kanıtlayan bir çok çalışma yapılmış. Bugün, Ankara patlamasını duyduğunuzda evde yemek yapıyor olduğunuzu söylemeniz, 1 yıl sonra konuşurken ise markette olduğunuzu hatırlamanız belleğinizin küçük bir oyunu, yalancılığınızdan değil.
Kaynaklar
Goldstein, B. E. (2013) Bilişsel Psikoloji , Kaknüs Yayıncılık
Hirst, W. ve Phelps, E. A. (2016). Flashbulb Memories. Curr Dir Psychol Sci. 25(1).36–41.
Sarp, N. ve Tosun, A. (2011). Duygu ve Otobiyografik Bellek .Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar. 3(3):446-465
Sayar, F. (2011).Otobi̇yografi̇k bellek ve otobi̇yografi̇k belleği̇ etki̇leyen deği̇şkenler. CÜ Sosyal Bilimler Dergisi. 35 (2).
Şeker, B.D. ve Akman, E. (2014). Van depremi̇ sonrasi duygusal, bi̇li̇şsel ve davranişsal tepki̇ler: poli̇s örneklemi̇ i̇ncelemesi̇ .U.ü. Fen-edebi̇yat fakültesi̇ sosyal bi̇li̇mler dergi̇si̇. 16(27).