Çocuğunuzun sözünüzü dinlemesini ne kadar önemsiyorsunuz? Çocuklarınız büyüdüklerinde size bakacaklar mı? Yoksa çocuğum olsun varlığı yeter para pulda gözüm yok mu diyorsunuz? Peki aileler de çocuğa verilen değer neye göre şekilleniyor ve farklılaşıyor? Aslında tüm bu soruların cevaplarını size daha önce yazımızda sunmuştuk. Bu yazıda Çiğdem Kağıtçıbaşı tarafından yapılan Çocuğun Değeri Araştırmaların’dan bahsetmiştik. Şimdi ki yazımızda ise bu çalışmalarla temellenen yine Çiğdem Kağıtçıbaşı tarafından ortaya atılan psikoloji biliminin seyrini değiştirmiş Aile Değişim Modelini tartışacağız.
Kağıtçıbaşı, aileyi benlik-aile-toplum üçlüsünün anlaşılmasında en önemli öge olarak görmüş ve bireyi anlamak için önce aileyi ele alarak Aile Değişim Modeli’ni oluşturmuştur. Bu modeli tanıtmadan önce bu kuramın çürüttüğü modernleşme kuramından kısaca bahsetmekte fayda var. Modernleşme kuramına göre, genel dünyadaki aile yapısı tek tip, bağımsız, çekirdek aile yapısına doğru değişmekte ve sanayileşmenin sonucu bu değişim kaçınılmaz görülmekte. Kağıtçıbaşı bu görüşü sorgulayarak her kültür yapısında değişimin bu denli standart olmayacağını düşünmüş ve Çocuğun Değeri Araştırmaları çerçevesinde Aile Değişim Modeli’ni oluşturmuştur.
Peki Nedir Psikoloji Bilimini Derinden Sarsan Aile Değişim Kuramı?
Psikoloji bilimi uzun yıllar aileyi göz ardı ederek yalnızca bireye odaklanmıştır. Bu kuramla birlikte aile içi etkileşim biçimleri, kültür ve birey birlikte ele alınarak bütüncül bir bakış açısı sağlamıştır. Bu genel modelde; aile yapısı, aile değerleri, aile etkileşimi ve sosyalleşmesi, benlik ve öteki ilişkileri, kültür/yaşam koşulları faktörlerinin farklı kültürlerde farklı etkileşimleri sonucu tanımlanan özel üç ayrı aile modeli bulunmaktadır. Karşılıklı Bağımlı Aile Modeli, Bağımsız Aile Modeli, ve Psikolojik-Duygusal Bağlılık Modeli olarak adlandırılan modeller birbirinden dereceli olarak farklılaşmaktadır.
Bağımlı Aile Modeli
Bu model ailenin tipik örneklerine ataerkil toplumlarda, kırsal bölgelerde, aile ve insan ilişkilerinin sıkı sıkıya bağlı olduğu geleneksel toplumlarda rastlanır. Geniş aile yapısı, karşılıklı bağımlı akraba ilişkileri bu aile tiplerinde sık görülür. Bu aileler çekirdek aile yapısına sahip olsalar dahi, aile içi görev ve sorumlulukların giderilmesinde yakın akraba ilişkileri işlevsel olabilmekte ve bu nedenle geniş aile olarak kabul edilebilmektedir.
Bu tip ailelerde çocuk maddi bir değer olarak görüldüğü ve yaşlılık güvencesi olarak algılandığı için erkek çocuk tercihi ön plandadır. Bu doğrultuda bu ailelerde kadınların doğurganlık tercihleri yüksek olarak bulunmuştur. Çünkü erkek evlat sahibi olmak, ataerkil aileye dışarıdan gelmiş ve bu yüzden başta değeri düşük olan kadının aile içi statüsünü de yükseltmektedir. Çocuk yetiştirmede itaat ve bağımlılığın ön planda olduğu ve çocuğun ebeveynin sözünü dinlenmesinin önemli olduğu otoriter ebeveynlik tercih edilmektedir. Modelde bahsedilen bağımlılık yaşamın ilk yıllarında çocuğun aileye bağımlılığını sağlarken ileriki yıllarda ailenin çocuğa bağımlılığını sağlamaktadır.
Bağımsız Aile Modeli
Bağımlı aile modelinin tam zıt kutbu olarak Bağımsız Aile Modeli görülebilir. Bu modeldeki aile, batı toplumunda tipik bir orta sınıf, bireyci, çekirdek ailedir. Sanayileşmiş, kentli, teknoloji toplumlarının bir ürünü olan bu modelde hem aileler diğer ailelerden, hem aile içinde bireyler birbirinden bağımsızdır. Ekonomik olarak daha gelişmiş olan bu toplumlarda çocuğun maddi değeri azaldığı için doğurganlık beklentisi bağımlı aile yapısına göre düşük, kadının statüsü ise daha yüksektir. Çocuğa atfedilen psikolojik önem maddi öneme göre daha ön plandadır. Böylece erkek çocuk tercihi azalmıştır.
Bu tip ailelerde bağımsızlık ya da özerkliğin önemli görülmesi nedeniyle çocuk yetiştirmede denetime çok önem verilmez. Bu doğrultuda özerkliğe verilen değer ve ekonomik açıdan gelişmiş ülkelerde yaşlılık sigortalarının varlığı, ana-babanın yaşlılıkta çocuğa bağımlı olmasını gerektirmez. Genel olarak bu tarz bir aile yapısı, nesiller ve kişiler arası ilişkilerde bağımsızlığı doğurmaktadır.
Duygusal/Psikolojik Bağımlılık Modeli
Çiğdem Kağıtçıbaşı tanımladığı bağımlı ve bağımsız aile modellerinin tüm toplumlarda bu denli net ayrışmadığını belirterek kuramın en ilgi çekici modeli olan duygusal-psikolojik bağımlılık modelini ortaya koymuştur. Bu aile modeli, gelişmiş ve kentleşmiş, aynı zamanda ilişkilerin birbirine bağımlı olduğu kültürlerde görülmektedir. Bu bölgelerde bağımlılık kültürü süregeldiği için aileler akrabalara doğru genişlemiş durumdadır. Ancak gelişen ekonomi ile birlikte yaşlanan anne babaya maddi kaynak gerekmediğinden çocuğun maddi değeri azalarak psikolojik değeri önem görür hale gelmiştir. Yani bu modeldeki bağımlılık karşılıklı olarak psikolojik bir bağımlılıktır, maddi bağımlılığa pek rastlanmaz. Maddi anlamda hem akrabalık sistemindeki aileler, hem ailedeki bireyler arasında bağımsızlık söz konusudur. Aynı zamanda bu tip ailelerde yetişkin çocuğa ekonomik açıdan destek olunduğuna da rastlanmaktadır. Çocuğa verilen psikolojik değerin önemli olması ve kadının statüsünün yüksek olması nedeniyle bu modelde doğurganlık beklentisi de yüksek değildir. Ayrıca çocuk yetiştirmede özerklik ön plandadır çünkü akademik başarı ve şehir hayatı için gerekli görülmektedir.
Bu modeller aile sistemlerini anlamak için prototip olarak kullanılmaktadır ve her biri farklı sosyoekonomik-kültürel bağlamlarda işlerlik göstermektedir. Kuramın tanımladığı aile sistemleri yaşam tarzları arasındaki sebep-sonuç ilişkilerini, ailenin etkileşimini ve bireyin benliğinin gelişimini kavramada yol göstericidir. Kağıtçıbaşı’na göre aile sistemlerindeki değişim iddaa edildiği gibi bağımlı modelden bağımsız modele standart bir değişim olarak görülemez. Özellikle ilişkilerin bağımlı olduğu çoğunluk dünya ülkerlerinde Psikolojik/Duygusal Aile Modeli’ne doğru bir geçiş hakimdir. Bir çok kuram gibi Aile Değişim kuramı da test edilmeye çalışılmıştır. Kuramın temellendiği Çocuğun Değeri Araştırmaları’nın yine pek çok ülkede tekrarlanmış ikinci versiyonu bu kuramın test edilmesi için olanak sağlamıştır. Bu çalışmaların kuramı ne denli desteklediğini merak ediyorsanız bir sonraki yazımızı beklemede kalın!
Çiğdem Kağıtçıbaşı hocamızın onuruna…
Kaynaklar
Kağıçıbaşı, Ç. (2012). Benlik, aile ve insan gelişimi kültürel psikoloji (3.baskı). İstanbul:Koç Üniversitesi Yayınları.
Kağıtçıbaşı, Ç. ve Cemalcılar, Z. (2012). Dünden bugüne insan ve insanlar-Sosyal psikolojiye giriş (16.baskı). İstanbul: Evrim Yayınevi.